Día de Muertos
15:27Merhabayin,
Bu yazıyı yazarken çok ironik bir başlıkla karşıkarşıyayım kendi adıma. Sebebini birazdan açıklayacağım ama ondan önce Día de Muertos'tan bahsedeceğim biraz.
Takip edenler bilir ben çizgi filmlere biraz bayılırım. Bir kaç ay önce de Día de Muertos ile ilgili bir film izlemiştim. Adı da Book of Life. Çok tatlı bir hikayesi de var hatta anımasyonları falan çok hoş bir göz atın derim.
E ama olucak olan belli yani. Çok uzun bir zamandır birinci belli ikinci kim havasında seçim propagandası yapan şaka gibi tavrılarla televizyonda gulen sırıtan açıklama yapan insanları arabaların arkasında surukleyen polisle haberimiz yoktu ya sori diyen bir topluluk bir başbalan var.Ama doğru şimdi ona da yazık adamı hala sen başbakansın diye kandırıyorlar. Aslında şu an daha da sinirlenme bu adamın televizyonda bağrınması. Deliricem ama kapatmıyorum. Neden çunku iyice manyak olduk. Delirttiniz lan bizi. Bak yazıya nasıl başladım nelere geldik. Adam aziz milletim falan diyor toplumuna.Öldurmeyen allah öldurmuyor diye bir laf vardır. İşte bu oluler gunu 1 kasım'ın da anlam ve önemine çok uyuyor.
Neyse yani bu psikoloji çok acayip bişey ya. Hep kaybeden tarafız. Gerçi artık dalga geçilecek bir tarafı kalmadı ya. Bu konuları biraz geçeyim o zaman.
Benim evde iki tane kedim var idi. Bir kaç ay önce tabi. Bir tanesi emektar Cincin. yaşını söylemek istemiyorum nazar değecek falan aman diyeyim. Diğeri de sokakta bir aylıkken falan bulduğum bir turlu isim koymayı beceremedik. Sonuçta evde MİNİK diye diye arkasından dolaştık adı da minik diye kaldı. Neyse efendime söyliyim bu kedi 6 aylıkken falan bi cozuttu 1 yaşına gelmeden de doğurdu dört yavru oldu. Minidik hapudik hupidik diye diye buyuttuk de bunları valla evde 6 kedi yaşamıyor totalde. O yuzden bahçeye bıraktık bu sefer bizi her gorunce kafayı yediler. daha uzak bi yere bıraktık sonra bunları da nerde kedi görsem artık kusmalık bir kıvama geldim. Aman diyim sakın 1den fazla kediye bulaşmayın. Ama tiplere baaaakkk.
.
Tabi şimdi böyle değiller. Dana kadar oldular o yuzden uzulmuyorum.
Ya bir de ben biraz köpiş istiyorum artık. Bana yavru köpiş bulursanız söyleyin yav. Ama önumuzdeki iki seneden sonra falan.
Size bir de kuçuk bir hikaye anlatayım. Geçenlerde tatlış bir tasarımcı Muge Barış bana köpekli tişört tasarımlarından hediye etti.Bissuru bissuru kopek cinslerinin resmi vardı. Ben dalmaçyalılara bayıldığım için dalmaçyalı cinsinin resmini istedim. Altına da köpeğim varsa adını yazabileceğini söyledi. Köpeğim yok. Bunu anlamışsınızdır. Ama şimdi şöyle ki benim çook kuçukken Topi diye bir dalmaçyalı oyuncak köpekim vardı onu da aşırı severdim belki de dalmaçyalı sevgim ordan da geliyor olabilir. Hatta Topi'nin minik topi çok tatlı bir o kadar akıllı ufacık bir ses duysa dikilir kulaklarııı diye de şarkısı vardı bendenizin bestesi onu söylerdim. Ben de tişörte Topi yazdırdım. Şimdi mutluş mutluş giyiyorum onu. Siz de böyle harik köpekli tişörtlerden mutluş mutluş giymek isterseniz http://mudesign.sopsy.com/ sitesine bir göz atın!
Biraz da buraya bakıp duşunmelk gönul gözunu açmalık birşeyler dizeyim diyorum.
Herşeyin daha iyi olacağını gunlere..
2 yorum
hahah bu posta bayıldım..
ReplyDeletesevgiler
teşekkurler :)
Delete