Track me down

Vanilla Sky

Hellöö,

Geçtiğimiz haftalarda Turkiye'ye Chantelle Winnie gelmişti Forum Fashion Week için. Ben de onun için duzenlenen basın lansmanına gitmiştim. Uzerinden bir sure geçti ancak o surede bu postu hazırlayamamıştım. Şimdi yeri diye duşundum.

Chantelle Winnie ilk olarak America's Next Top Model yarışmasında tanınmaya başlanıyor. Onu unlu yapansa Michael Jackson'dan bildiğimiz vitiligo hastalığı. Vucudunda pigment yetersizliğinden oluşan lekeler var. Ama Chantelle'in şansı bu lekelerin inanılmaz derecede simetrik olması. Chantelle'i yakından görduğumde de bu simetri oldukça dikkatimi çekti.

Basın toplantısı kısa geçti. Chantelle'e hastalığının kariyerini nasıl etkilediği ile ilgili sorular soruldu daha çok. Çocukluğundan beri, farklı olmanın kotu olmadığını anladığı andan itibaren kendini sevmeye başladığını söyledi. Ve her zaman hayali olan modellik mesleğine adım atışını anlattı. Sektorde farklılığıyla dikkat çektiğinden hiç de rahatsız olmadığını söyledi. Bence moda gibi, kriterlerin çok katı olduğu bir sektorde kendini kabul ettirebilmek çok guzel birşey o yuzden ruhunu ve ozguvenini sevdim ben Chantelle'in.

O gunden fotoğraflar da var burada biraz biraz.
,

Bu aralar bir uşuttum ben. İki sene önce inanılmaz deli manyak bir grip geçirmiştim yine öyle olmasın diye hapşurmaya başladığım anda evde çılgınlar gibi bir koşuşturma başladı. Ayvalı elmalı çaylar felam. Ama rengi guzel böyle tatlı tatlı. Guzel oluyor. Meyvelere de ayrı bir şefkatle bakıyor insan ln ne guzel bişey bu vitaminli diyorsunuz içinizden.

Hastayken internette dolanmak da bir ayrı guzel bu arada. Görduğum ilham verici şeyleri biraz burada toparladım.

Hadi çuuuz

0Comments

, by Fashiongamesforlisa

Pancake Kinda Day

Merhabayin,

Dun çok guzelli bir gundu. Çunku pancake yapmayı öğrendim! Arda'nın Mutfağı sağolsun sevdicekle harik pancakeler yaptık ve yedik. Pofiş pofiş oldular yastık gibi.

Kendileri şu tarzdı.

Yesterday was a really great day. Cause i learned how to bake pancakes! Thanks to Arda's Kitchen, a Turkish cooking program, my bae and i did some pancakes and ate them like we're coming from a famine. They were reaaly good. And when you touch those pancakes they were so cuddly like a pillow.
And they look like this.

Pancake yaparken dikkat edilmesi gerekene gelirsek hamuru tavaya doktukten sonra pıtırcıklar çıkınca çevirmek gerekiyormuş. O pişmiş demekmiş. Biz bunları yaparken

2 yumurta
2 yemek kaşığı şeker
1 su bardağı sut
1.5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu

kullandık. Önce şeker ve yumrtayı karıştırıp diğer malzemeleri ekledik. Siz de bir deneyin.

The important thing about pancake making is when little dots appear on the dough you have to flip. It means that the pancake is ready! When we made these pancakes we used these ingredients. First mix eggs and sugar and then add others. Have fun while doing spectecular kitchen art!

2 eggs
2 spoon of sugar
1 glass of milk
1.5 glass of flour
1 packet of baking powder

See you later! xx

1Comments

, by Fashiongamesforlisa

Día de Muertos

Merhabayin,

Bu yazıyı yazarken çok ironik bir başlıkla karşıkarşıyayım kendi adıma. Sebebini birazdan açıklayacağım ama ondan önce Día de Muertos'tan bahsedeceğim biraz.

Día de Muertos yani Öluler Gunu, Meksika'da bir festival aslında. Halloween amaçsız sadece kostumler giyilen bir bayram olarak kutlanıyor. Ancak Oluler Gunu böyle bir gun değil. Öluleri anmak adına yapılan bir festival aslında. Bu festivalde (bizim geleneklerimize göre çok çılgınca ve değişik oluyor) insanlar mezarlıklarda pıknikler yapıyor ölenlerin anısına yiyecek,giysi, eşya bırakıyorlar,sunaklar hazırlıyorar, onları en guzel halleriyle hatırlıyorlar. Amaç burada insanları korkutmak falan değil. Kostumler de bu yuzden giyilmiyor zaten. Bir yerde bu kostumlerın ve makyajların yeryuzune gelen hayaletlere yaşayanların da hayalet oldukları izlenimini vermek için olduğunu okumuştum. İnanışlarına göre böyle olduklarına inanırlarsa ölulerın onlarla iletişime geçebileceğini duşunmuşler.

Takip edenler bilir ben çizgi filmlere biraz bayılırım. Bir kaç ay önce de Día de Muertos ile ilgili bir film izlemiştim. Adı da Book of Life. Çok tatlı bir hikayesi de var hatta anımasyonları falan çok hoş bir göz atın derim.

Heh öluler gununun neden benim için ironik olduğuna gelirsek. Ben gundemde hiç birşey olmamış gibi yazamıyorum. Yani deli durtuyo herhalde böyle alakasız konularla ilgili duşunurken. Malum meşhur 1 Kasım'ı bugun geride bıraktık. Erken, deli manyak saçma sapan seçim gunu sonucu çok da şaşırtıcı olmadı. Bugun butun gun twitter'da 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırıldığı hatırlatması dolandı durdu, dur kız daha umut var der gibi.

E ama olucak olan belli yani. Çok uzun bir zamandır birinci belli ikinci kim havasında seçim propagandası yapan şaka gibi tavrılarla televizyonda gulen sırıtan açıklama yapan insanları arabaların arkasında surukleyen polisle haberimiz yoktu ya sori diyen bir topluluk bir başbalan var.Ama doğru şimdi ona da yazık adamı hala sen başbakansın diye kandırıyorlar. Aslında şu an daha da sinirlenme bu adamın televizyonda bağrınması. Deliricem ama kapatmıyorum. Neden çunku iyice manyak olduk. Delirttiniz lan bizi. Bak yazıya nasıl başladım nelere geldik. Adam aziz milletim falan diyor toplumuna.Öldurmeyen allah öldurmuyor diye bir laf vardır. İşte bu oluler gunu 1 kasım'ın da anlam ve önemine çok uyuyor.

Neyse yani bu psikoloji çok acayip bişey ya. Hep kaybeden tarafız. Gerçi artık dalga geçilecek bir tarafı kalmadı ya. Bu konuları biraz geçeyim o zaman.

Benim evde iki tane kedim var idi. Bir kaç ay önce tabi. Bir tanesi emektar Cincin. yaşını söylemek istemiyorum nazar değecek falan aman diyeyim. Diğeri de sokakta bir aylıkken falan bulduğum bir turlu isim koymayı beceremedik. Sonuçta evde MİNİK diye diye arkasından dolaştık adı da minik diye kaldı. Neyse efendime söyliyim bu kedi 6 aylıkken falan bi cozuttu 1 yaşına gelmeden de doğurdu dört yavru oldu. Minidik hapudik hupidik diye diye buyuttuk de bunları valla evde 6 kedi yaşamıyor totalde. O yuzden bahçeye bıraktık bu sefer bizi her gorunce kafayı yediler. daha uzak bi yere bıraktık sonra bunları da nerde kedi görsem artık kusmalık bir kıvama geldim. Aman diyim sakın 1den fazla kediye bulaşmayın. Ama tiplere baaaakkk.

.

Tabi şimdi böyle değiller. Dana kadar oldular o yuzden uzulmuyorum.

Ya bir de ben biraz köpiş istiyorum artık. Bana yavru köpiş bulursanız söyleyin yav. Ama önumuzdeki iki seneden sonra falan.

Size bir de kuçuk bir hikaye anlatayım. Geçenlerde tatlış bir tasarımcı Muge Barış bana köpekli tişört tasarımlarından hediye etti.Bissuru bissuru kopek cinslerinin resmi vardı. Ben dalmaçyalılara bayıldığım için dalmaçyalı cinsinin resmini istedim. Altına da köpeğim varsa adını yazabileceğini söyledi. Köpeğim yok. Bunu anlamışsınızdır. Ama şimdi şöyle ki benim çook kuçukken Topi diye bir dalmaçyalı oyuncak köpekim vardı onu da aşırı severdim belki de dalmaçyalı sevgim ordan da geliyor olabilir. Hatta Topi'nin minik topi çok tatlı bir o kadar akıllı ufacık bir ses duysa dikilir kulaklarııı diye de şarkısı vardı bendenizin bestesi onu söylerdim. Ben de tişörte Topi yazdırdım. Şimdi mutluş mutluş giyiyorum onu. Siz de böyle harik köpekli tişörtlerden mutluş mutluş giymek isterseniz http://mudesign.sopsy.com/ sitesine bir göz atın!