Big Fish.Benim için o kadar güzel ve anlamlı bir film ki.Burada tutup da filmi,Tim Burton'ı ya da harika oyuncularını anlatmayacağım.

Yine de belirtmeden geçmiyim Solda Edward Bloom rolünddeki Ewan McGregor Sağda filmin yönetmeni Tim Burton.

Ama şunları söyleyebilirim.Birilerinin hayatını hikaye olarak görmesi,başkalarına böyle anlatması aslında bir nevi kendi dünyasında bunları hikaye olarak gorebilmesi bence en eglenceli haliyle yasamak.Filmi izlerseniz bunu daha iyi anlayabilirsiniz tabii.

Yani gercekten etrafta sacma sapan seylerin derdinde olan o kadar cok kisi var ki.Böyle düşünen en yakindakine bir tane yumruk atmak istiyorum.Insanlar keske kafasini kaldirip etrafa baksa ve biraz caba gosterse.


Edward Bloom hayatı boyunca ilginç şeyler yaşamış değişik olaylarla karşılaşmış bir adam.Küçük bir kasabadan çıkıp efsane bir hayata sahip oluyor.Bu sırada yaşadıklarını ileride herkese hikaye tadında anlatıyor.Özellikle oğlu bu durumdan bıkmış durumda çünkü kendisini sürekli kandırılmış ve yalanlara boğulmuş hissediyorSon sahnede (SPOILEEEER) ne yazik ki Edward Bloom hayata gözlerini yumuyor.Ve oğlu yaşananların aslında yalan olmadığıı görüyor.Aslinda surekli konusu gecen buyuk baligin,yakalanan ya da özgür birakilmasi gereken balığın kendisi olduğu ortaya çıkıyor.Daha dogrusu benim yorumum bu.